
Bella Swan (Kristen Stewart) her zaman biraz farklı olmuştur; Phoenix'teki lisesinde popüler kızlara uyum sağlamak ya da kalabalığa karışmak gibi bir derdi hiç olmamıştır. Annesi yeniden evlenip Bella’yı Washington eyaletinin sürekli yağmur yağan küçük kasabası Forks’a, babasının yanına gönderdiğinde, hayatında pek bir şeyin değişeceğini düşünmez. Ta ki gizemli ve büyüleyici derecede yakışıklı Edward Cullen (Robert Pattinson) ile tanışana kadar. Edward, Bella’nın bugüne dek tanıdığı hiçbir erkeğe benzemez. Zeki ve esprili olan bu genç adam, Bella’nın ruhunu sanki doğrudan görebilmektedir. Kısa süre içinde ikili, alışılmışın dışında ve tutkulu bir ilişkiye sürüklenir. Edward bir dağ aslanından daha hızlı koşabilir, hareket hâlindeki bir arabayı elleriyle durdurabilir — ve 1918’den beri hiç yaşlanmamıştır. Tüm vampirler gibi o da ölümsüzdür. Ancak Edward’ın ne dişleri vardır ne de insan kanı içmektedir; o ve ailesi, vampirler arasında yaşam tarzlarıyla farklılık gösteren özel bir gruptur.
Henüz hiç yorum yapılmamış.
İlk yorumu yapan sen olmak istemez misin?