
1590’ların Londra’sında, Elizabeth döneminin eğlence dünyasının altın çağında, Richard Burbage’ın sahibi olduğu The Curtain ve Philip Henslowe’un işlettiği The Rose adlı iki rakip tiyatro, seyircileri salonlarına çekmek için büyük bir rekabet içindeydi. Yeni oyunlara olan yoğun talebi karşılamak zorunda kalan genç ve yükselen bir yazar olan Will Shakespeare, ilhamını aşktan alarak Romeo ve Juliet adlı oyununu kaleme aldı. Sahne üstünde ve dışında yaşanan bu kıvrımlı, tutkulu aşk hikâyesi, yüzyıllar boyunca dünyadaki âşıkların hem kalbini kıracak hem de ruhlarına ilham verecekti.
Peki, veba salgınlarının ve mutlak monarşilerin hüküm sürdüğü bir çağda, bu zaman zaman komik, çaylak ve zorluklar içindeki yazar, böylesine zamansız bir tutkuyu nasıl böylesine canlı kelimelerle ifade edebildi? Belki de Shakespeare’in kendisi de delicesine âşık olmuştu…
Peki, veba salgınlarının ve mutlak monarşilerin hüküm sürdüğü bir çağda, bu zaman zaman komik, çaylak ve zorluklar içindeki yazar, böylesine zamansız bir tutkuyu nasıl böylesine canlı kelimelerle ifade edebildi? Belki de Shakespeare’in kendisi de delicesine âşık olmuştu…
Henüz hiç yorum yapılmamış.
İlk yorumu yapan sen olmak istemez misin?