Bir şehir, aniden ortaya çıkan "beyaz körlük" salgınıyla harap olur. İlk etkilenenler, yetkililer tarafından terk edilmiş bir akıl hastanesine karantinaya alınır ve burada yeni oluşan "körler toplumu" hızla çözülmeye başlar. Güçlüler ve suçlular, zayıfları avlayarak sınırlı yiyecek stoklarını ele geçirir ve korkunç eylemler gerçekleştirir. Ancak bu kabusa tanık olabilen bir kişi vardır: Salgından etkilenmeyen bir kadın. Kocasını karantinaya kadar takip eden kadın, görme yetisini saklayarak, kendisine bir nevi aile haline gelen yedi yabancıyı yönlendirmeye başlar. Onları karantinadan çıkarır ve medeniyetin tamamen çöktüğü şehrin harap sokaklarına götürür. Bu tehlikelerle dolu yolculuk, hayatta kalma mücadelesi ve nihai kurtuluşları, insan ruhunun dayanıklılığını ve derinliğini gözler önüne serer.
Henüz hiç yorum yapılmamış.
İlk yorumu yapan sen olmak istemez misin?